Hindistan’da 2024’ün ilk çeyreği için PVC artışları tartışılıyor

Piyasa oyuncularının büyük bir kısmı, Hindistan’da PVC fiyatlarının 2024’ün ilk çeyreğinde yukarı yönlü bir düzeltme göreceğini düşünüyor. Zira yeni yılda nihai ürün talebinin artacağı beklentisi, stok yapma faaliyetlerinin başlamasına sebep oldu. Ancak, talep iyileşmesinin sürdürülebilirliği konusunda tereddüt yaşayan bazı oyuncular, fiyatların düşeceğini veya stabil seyredeceğini düşünüyor.

Geçmişteki veriler, ilerleyen dönem için yükselişe işaret ediyor

Yükseliş beklentisine giren oyuncular, Hindistan’ın ithal PVC piyasasında 2022’nin 4. çeyreğinin sonunda başlayıp 2023’ün ilk çeyreğinde de çoğunlukla süren geçmiş artış eğilimine işaret ediyor. ChemOrbis Fiyat Endeksi de, 2008’den bu yana kayda geçirdiği verilere dayanarak bu artış örüntüsünü doğruluyor. Veriler, 2023’ün birinci çeyreği de dahil olmak üzere, Aralık sonundan bu yana endekste yalnızca beş yıl düşüş yaşandığını gösteriyor. ChemOrbis tarafından elde edilen yurtiçi fiyatlar da benzer bir örüntü çiziyor.



Bombay merkezli önde gelen bir tüccar, “Böyle bir örüntü şaşırtıcı değil. Genel olarak, PVC imalatçıları Haziran-Eylül arasındaki mason yağmurları öncesinde tarım ve inşaat faaliyetlerinde artış beklediğinden birinci çeyrek boyunca faaliyetlerini hızlandırır ve sürekli alım yapar. Muhakkak ki, birinci ve ikinci çeyrekte boru ve profile yönelik talep artacak,” şeklinde konuştu.

Ayrıca, “Hindistan’ın Gujarat eyaletinde, bazı büyük çaplı nihai ürün tüketicileriyle görüştük. Güncel PVC resin fiyatlarıyla, Ocak’tan Mart’a kadar ürünlerine yönelik talebin sağlıklı olacağını düşünüyorlar. Bundan dolayı, şu anki hammadde ile artan navlun fiyatları sebebiyle fiyatların artık düşüş görmeyeceği konusunda oldukça pozitifiz. Ocak ortası itibarıyla, büyük ölçekli talebin devreye girmesini bekliyoruz,” sözlerini de ekledi.

Navlun oranları, alıcıların başlıca endişesi haline geldi

Özellikle Kızıldeniz’den geçen uluslararası gemilere yönelik saldırıların ardından, Hindistan’daki PVC alıcıları için navlun oranları büyük bir problem haline geldi . Tüccarlar, önde gelen denizcilik şirketlerinin, ABD çıkışlı navlun fiyatlarını yaklaşık 65$/ton ya da birkaç hafta önceki fiyatların neredeyse iki katı kadar artırdığını söyledi.

Bölgenin PVC piyasalarındaki düşüşün başlıca nedenlerinden biri olan ABD’den mal akışı Asya’daki varış noktalarına yüklemelerin akıbeti bakımından soru işareti yaratabilir. Kızıldeniz’deki aksaklıklara düzgün bir çözüm üretildiği takdirde etkisi sınırlı kalacak olsa bile, global denizcilik maliyetlerindeki artışlar yine de dikkate alınmalı. Öyle ki gemi seferleri normalleştiğinde dahi navlun oranlarının gevşemesi zaman alacak. Bu durum, resin fiyatlarını destekleyecektir.

Petrol fiyatlarındaki son artışlar da yükseliş havasını destekledi. Bu arada, etilen bu hafta stabil seyretti.

Bazı oyuncular Ocak’ta 40$/tona varan artış bekliyor

Ancak, artış beklentisini satın alan oyuncular birinci çeyrekteki fiyat artışına dair tahminde bulunmak istemiyorlar. Bir başka tüccar, “Ocak’ta 30-40$/tona varan artışlar göreceğimizden neredeyse eminiz. Bunun ötesinde, bu artışların boyutunu navlun oranları ve enerji maliyetleri belirleyecek,” şeklinde konuştu.

Tüccar, “Birçok denizcilik şirketi şu anda Kızıldeniz rotasını kullanmak istemiyor ve daha dolambaçlı bir alternatif olan Ümit Burnu’nu tercih ediyor. Bu durum, yalnızca navlun fiyatlarının artmasına değil, aynı zamanda sefer sürelerinin hemen hemen üç hafta uzamasına neden olacaktır,” diye ekledi.

Ancak, başka bir oyuncu Husilere karşı ABD tarafından organize edilen savunma operasyonu başladığında, Kızıldeniz’deki gemilere yönelik saldırıların kolayca kırılabileceğini söyledi. “Saldırıların önümüzdeki ay müttefikler harekete geçtiğinde kontrol altına alınması muhtemel. Bu durum, şimdiki problemlerin bir nebze azalmasını sağlayacaktır,” diye de ekledi.

Yine de, sınırlı alım reaksiyonu ihtimal dışı bulunmuyor

Tayvanlı üreticinin Ocak ayı için tahsis ettiği 18.000 tonun büyük bir kısmının halihazırda satın alındığı yönündeki son açıklamalara rağmen, alıcıların fiyatlardaki son indirime karşı tepkisiz kaldığı gibi zıt bir faktör de söz konusu. Aynı oyuncu şu yorumu yaptı: “İlk başta, alıcılar arasında taahütler konusunda bazı tereddütler yaşanmış gibi görünüyordu. Ancak, özellikle Kızıldeniz saldırıları kamuoyuna yansıdıktan sonra daha fazla alıcı mal bağlamaya ikna oldu.”

Zayıf beklentilerini koruyan oyuncular, Kuzeydoğu Asyalı tedarikçilerin önde gelen Tayvanlı bir üreticinin Ocak fiyatlarıyla paralel olan 760-770$/tondaki tekliflerine işaret etti. Bir tüccar, “Tayvanlı üreticinin fiyatlarını 30$/tonluk bir indirim uygulayarak 770$/tondan vermesinin ardından, Kuzey Kore ve Japonya’dan gelen fiyatlarda da indirime gidildi. Çinli tedarikçiler ise, fiyatlarını 760$/ton eşiğinin altına düşürmemekte halen ısrarcı,” şeklinde konuştu. Vergisiz Japon malları, 810$/ton civarından teklif edilirken, bu rakam vergiye tabi menşelere uyarlandığında yaklaşık 750$/tona tekabül ediyor.

Avrupa ve Türkiye’deki durgun hava Hindistan’ı da etkileyecek

Ayrıca bazı oyuncular, hem Avrupa hem de Türkiye’de alım havasının zayıflaması nedeniyle Hindistan’a ithal fiyatların düştüğüne işaret etti. Bir tüccar, “Böyle durumlarda, yalnızca ABD mallarının değil, aynı zamanda Japon, Güney Kore ve Çin yüklemelerinin de Hindistan’da fırsat aradığını görüyoruz,” şeklinde konuştu. Avrupa’daki ABD ve Mısır mallarına yönelik antidamping soruşturması da bu mallar için bölgede durumu bir miktar kötüleştirebilir. Bu nedenle, Hindistan’a daha fazla yükleme satmak isteyeceklerdir.

Ancak, tüccarlar soruşturmanın uzatılacağını düşünüyor. Bir tüccar şu yorumu yaptı: “Böyle soruşturmalar genelde sürüncemeli meselelerdir ve bir yıla kadar bile uzayabilir. Hindistan’da herhangi bir antidamping soruşturmasından bir yıldan önce karar çıktığına rastlamadık.”