Avrupa'da PVC baskı altında: İtalya, 2020'den beri en düşük seviyelere geriledi

Avrupa PVC piyasaları Eylül ayını büyük ölçüde stabil seviyelerden kapatırken, fiyatlar değişmedi veya tonajlı işlemlerde hafif geriledi. Sınırlı üretim oranları ve stabil hammadde maliyetlerine rağmen, piyasa dinamikleri ithallerdeki süregelen rekabet ve durgun türev talebinin baskısı altında zayıf kaldı. Ekim ayının başlamasıyla, artış veya belirgin düşüşler için pek bir alan kalmadığından piyasanın istikrarlı seyretmesi en olası senaryo olarak görülüyor.

Satıcılar marjları savunuyor; alıcılar bol arzdan destekle direniyor

Bölgedeki tedarikçilerin çoğu, Eylül ayına stabil seviyelerden veya özellikle büyük tonajlı işlemler için hafif düşüşlerle teklif vermişti. Bazı üreticiler alım ilgisini canlandırmak amacıyla ilave spot mallarını brüt kontrat seviyelerine kıyasla büyük indirimlerle teklif etti. Ancak, işleyicilerin stok yenilemekten kaçınması ve faaliyetlerini kısa vadeli ihtiyaçlarla sınırlı tutması nedeniyle bu çabalar talebi büyük ölçüde canlandıramadı.

Bir tüccar, “Alıcılar yıl sonu öncesinde stok yapmaya yanaşmadı,” dedi. “Çoğu işleyici, sıkışık nakit akışı nedeniyle ya alımlarını erteledi ya da daha uzun vadeli ödeme koşulları talep etti.

Devam eden ve yaklaşan üretim kesintilerine rağmen, piyasada herhangi bir teslimat sorunu ile karşılaşılmadı ve yeterli stok seviyelerini korundu. Üretimlerinin bir kısmını geleneksel olarak ihraç eden birçok üretici de ilave spot hacimleri pazara sunarak dengeli veya bol arz görünümüne katkıda bulundu.

FD İtalya bazındaki PVC türleri son 5 yılın en düşük seviyesinde

ChemOrbis verilerine göre, İtalya ve Batı Avrupa’daki fiyatlar, üreticilerin marj iyileştirme çabalarına rağmen 2025’in 1. çeyreğinin sonlarından bu yana çoğunlukla düşüş eğilimli seyrediyor.



FD İtalya bazındaki tüm PVC türleri, süregelen talep zayıflığı ve ithallerdeki agresifliğin fiyatlar üzerinde baskı kurmaya devam etmesiyle 2020 Ekim sonundan bu yana en düşük seviyelerine geriledi. Ancak, İtalya’nın daha ufak bir pazar oluşu ve güneye nakliye maliyetlerinin yüksek olması, yurtiçi fiyatların Batı Avrupa’daki spot seviyelere kıyasla primli işlem görmesini sağladı. Buna karşılık, bölgedeki bol tedarik ve durgun alım faaliyetleri Batı Avrupa’da PVC fiyatlarını haftalık ortalamada Haziran 2024’ten bu yana en düşük seviyelerine çekti.

Talep beklenenden zayıf, 4. çeyrekte toparlanma belirtisi yok

Piyasa katılımcıları Eylül talebinin beklentilerin oldukça altında olduğu konusunda hemfikir. Alım ilgisi yaz tatilinin ardından da cansız kaldı ve oyuncular kredi veya talep kısıtlamaları nedeniyle dördüncü çeyrekte iyileşme konusunda pek umutlu değil. Bazı ufak ölçekli işleyiciler, kar marjlarının daha da sıkıştığını ve bu bakımdan vadeli ödeme talep ettiklerini belirtirken, diğerleri inşaatla ilgili segmentlerde sipariş girişlerinin tatil öncesi döneme kıyasla düştüğünü kaydetti.

Nitekim, Euro Bölgesi’ndeki inşaat faaliyetleri Eylül ayında daha hızlı bir düşüş yaşadı ve HCOB Euro Bölgesi İnşaat PMI Toplam Faaliyet Endeksi Ağustos ayındaki 46,7’den 46,0’a gerileyerek sektör genelinde geniş ve yoğunlaşan bir gerilemeye işaret etti.

Kamu işleri ve özel inşaat faaliyetlerindeki yavaşlama nedeniyle boru üreticileri arasındaki rekabet şiddetini korudu ve türev piyasadaki çoğu oyuncunun hacim artışından ziyade maliyet kontrolüne odaklanmasına neden oldu.

Bir distribütör, “Talep halihazırda Eylül ayında düşüktü ve birçok alıcının yıl sonundan önce stoklarını eritmeye devam etmesi nedeniyle Ekim ayında daha da kötüleşebilir,” dedi.

İthalatlar baskıyı sürdürüyor, Asya menşeleri avantajını koruyor

Özellikle Güney Kore ve Tayvan’dan gelen Asya malları, Avrupa PVC fiyatları üzerinde güçlü bir aşağı yönlü baskı kurmaya devam etti. ABD ve Mısır malı PVC’ye antidamping vergisi uygulanmasının ardından, Avrupalı alıcılar rekabetçi fiyatları ve ticari engellerin olmaması nedeniyle Güney Kore ve Tayvan gibi alternatif Asyalı tedarikçilere yöneldi. ChemOrbis İstatistik Sihirbazı’na göre, 2025’in Ocak-Temmuz döneminde Güney Kore ve Tayvan’dan yapılan ithalat yıllık bazda sırasıyla %120 ve %85 civarında arttı.

Tüccarlar, Güney Kore malı K67 tekliflerinin CIF 680-700€/ton civarında ve Çin malı tekliflerin bu aralığın hafif altında olduğunu bildirdi. Bu teklifler, Avrupa menşeli K67 için en düşük spot seviyenin 120-150€/ton altında yer aldı. Millileşmiş Güney Kore malları FD, 60 gün vadeli ödemeli bazında 860€/ton civarında teklif edildi ve Avrupa’daki yurtiçi seviyelerin hafif altında kaldı.

Diğer PVC türleri için de benzer bir tablo söz konusuydu. DDP bazındaki ithal mallar, spot piyasadaki mevcut düşüklerin 100€/tonun üzerinde altında yer aldı.

Asyalı tedarikçilerin, teslimatlara bağlı esnek ödeme koşulları sunarak Avrupalı alıcılarla uzun vadeli ilişkiler kurmaya çalıştığı bildirildi. Kıtadaki birçok depo halihazırda ithal malları depoluyor; bu da daha hızlı erişim sağlayarak bölgedeki tedarikçilerle rekabeti daha da yoğunlaştırıyor.

AB’den Asya menşeli PVC’ye antidamping hamlesi söylentisi

Artan ithalat baskısı ile birlikte, birçok kaynağa göre AB’li üreticiler Güney Kore, Çin ve Tayvan gibi Asya menşelerine yönelik resmi bir antidamping şikayeti hazırlıyor. Henüz resmi bir doğrulama olmasa da, bu söylenti, sürekli marj erozyonu ile karşılaşan Avrupalı tedarikçiler arasında artan hayal kırıklığını yansıtıyor. Birkaç üretici, olası ticaret önlemlerini öngörerek satış stratejilerini şimdiden değerlendirmeye başladı.

Ekim görünümü: Maliyetler sabit kaldığından stabilite sürecek

Ekim etilen kontratı stabil seviyeden yapıldı ve bu durum söz konusu ay için maliyetlerin değişmediğine işaret etti. PVC tedarikçileri, marj kaybını önlemeye çalıştıkları için tekliflerini stabil seviyelerden açıkladı. Bazı oyuncular ufak aşağı yönlü düzeltmeleri göz ardı etmezken, çoğu oyuncu halihazırda sıkışmış üretici marjları nedeniyle ilave düşüşler için alanın sınırlı olduğu konusunda hemfikir.

Piyasa oyuncuları, zayıf talep ve bol ithal malzeme nedeniyle yükseliş eğilimine yer olmadığını düşünüyor. Bir alıcı, “Fiyatlar hafif düşse bile, talep iyileşmeyecek,” yorumunu yaparak süregelen zayıf tüketim ve rekabetçi Asya tekliflerine işaret etti.

Hem Kuzeybatı hem de Güney Avrupa piyasalarının Ekim boyunca stabil bir seyir izlemesi bekleniyor. Bölgedeki tedarikçiler, 2026 kontrat pazarlıkları öncesinde önceliği stabiliteye verecek; alıcılar ise uzun vadeli fiyatları düşürmek için artan rekabetçi ithalat baskısını kullanacak.

Marjlar halen zayıf

PVC üreticileri, zorlu ithalat baskısı nedeniyle maliyetleri fiyatlara yansıtmakta pek başarılı olamayarak karlılık sorunlarıyla karşı karşıya kalmaya devam ediyor. Kaynaklar, bazı tedarikçilerin sabit maliyetleri yaymak için önümüzdeki dönemde işletim oranlarını hafif artırmayı planladığını söyledi. Ancak, talep toparlanmazsa bu strateji arz fazlasını artırabilir.

İthal fiyatların bölgedeki referans seviyelerin oldukça altında yer alması ve tüketimde canlanma olmaması nedeniyle, Avrupalı PVC üreticileri yılın son çeyreğine temkinli bir tutumla giriyor. Maliyetler önemli ölçüde artmadıkça, fiyatlarda veya marjlarda anlamlı bir toparlanma 4. çeyrek boyunca olası görünmüyor.