Hindistan’ın PVC paradoksu: İthalat yeni vergilerle sınırlanacak, ancak arz arayışı sürecek
Önde gelen bir Tayvanlı üreticinin, fiyatını 30$/ton artırarak CIF Hindistan 760$/ton seviyesine çıkarması ve Eylül ayı için ayrılan 20.000 tonluk miktarı başarıyla satıp bitirmesi, önemli bir piyasa göstergesi niteliği taşıyor. Fiyat artışı, önerilen anti-damping vergilerinin ardından Hindistan’da iyileşen piyasa beklentisi, Asya genelinde fiyatların güçlenmesi ve önümüzdeki aylarda arzın daralacağına yönelik öngörüler gibi başlıca etkenlerden kaynaklandı. Bu gelişme, Hindistan’da talebin yüksek fiyat seviyelerinde dahi güçlü kaldığını ve alıcıların artık arzı alternatif kaynaklardan güvence altına almaya çalıştığını doğruluyor.
Değişen ithalat manzarası
Ticaret Çözümleri Genel Müdürlüğü (DGTR), bu değişime öncülük ederek Çin, Endonezya, Japonya, Güney Kore, Tayvan, Tayland ve ABD’den yapılan süspansiyon PVC ithalatına damping vergisi getirilmesini önerdi. Bu adım, halihazırda Çin, Güney Kore ve diğer bazı ülkelerden yapılan PVC pasta resin ithalatına beş yıldır uygulanan damping vergisinin ardından geldi.
DGTR’nin tavsiyelerinin hemen ardından Çin’den Hindistan’a yapılan ithalat tamamen durdu. Çin’in Hindistan’a başlıca PVC tedarikçilerinden biri olması nedeniyle bu durum önemli bir gelişme olarak öne çıkıyor. Çinli üreticiler ve tüccarlar, oluşan fazla arzlarını yönlendirmek için alternatif pazarlar aramaya başladı. Bu da küresel ticaret akışlarını yeniden şekillendiren bir dinamik yarattı. Bazı ABD’li ihracatçılar için 284$/tona kadar çıkan vergilerin, ithal PVC’nin varış maliyetini önemli ölçüde artırması ve yabancı ürünleri daha az rekabetçi hale getirmesi bekleniyor.
Bu önlemin başlıca faydalanıcıları, Reliance Industries ve Finolex Industries gibi Hindistan’ın önde gelen PVC üreticileri olacak. Yurtiçi şirketler pazar payını ve fiyatlama gücünü artırma şansı yakalayarak karlılık ve gelirlerini yükseltebilir. Bu olumlu hava, halihazırda büyük PVC ve boru imalatçılarının hisse senedi fiyatlarındaki son artışta yansıdı.
Arz-talep açığının yönetilmesi
Politika, bazı karmaşıklıklar da barındırıyor. Kayda değer bir arz-talep dengesizliği, temel bir endişe kaynağı olmaya devam ediyor. Hindistan’ın yıllık PVC talebi, yaklaşık 5 milyon ton ile yurtiçi üretim kapasitesi olan yaklaşık 1.75 milyon tonu fazlasıyla aşıyor. Bu fark, Hindistan’ı tarihsel olarak ithalata bağımlı hale getirdi ve talebin yaklaşık %50’si dış kaynaklardan karşılandı.
Sektör bu açığı kapatmak için çok yönlü bir yaklaşım izlerken, ithalatçıların yeni vergilerden muaf olan Orta Doğu ve Avrupa ülkelerine yönelmesi bekleniyor.
Talebi etkileyen önemli bir unsur ise Hindistan’ın muson sezonu. Yoğun yağmurlar genellikle ülkenin tarım ve inşaat gibi kilit sektörlerinde mevsimsel bir yavaşlamaya neden olarak geçici olarak PVC tüketimini azaltıyor. Bu nedenle yeni vergilerin piyasaya gerçek etkisi, muson yağmurlarının sona erip tarım ve inşaat faaliyetlerinin yeniden hız kazanmasının ardından daha net görülecek.
İthalat kaynaklarındaki değişim muhtemelen daha yüksek fiyatlara yol açacak, zira yeni tedarikçilerin, daha önce Çin gibi ülkelerden görülen "dampingli" fiyatları sunmaları olası görünmüyor. PVC’nin varış maliyeti artacak ve bu da yurtiçi piyasada fiyatlar üzerinde yukarı yönlü baskı oluşturacak. Önde gelen Hint üretici Reliance Industries, halihazırda yurtiçi fiyatını 2000INR/ton (23$/ton) artırdı ve yakın gelecekte oyuncular tarafından daha fazla zam bekleniyor.
Yurtiçi oyuncular arasındaki hava son derece olumlu seyrediyor. Güney Hindistan’da bir PVC boru üreticisi, "Süspansiyon PVC’ye yönelik anti-damping vergisinin uygulanmasına dair tavsiyeleri memnuniyetle karşılıyoruz. Maliye Bakanlığı’nın nihai onayını dört gözle bekliyoruz. Bu adım, piyasaya daha fazla istikrar getirerek yurtiçi sanayiyi destekleyecek," dedi. Uygulamanın dalgalanmayı azaltması ve sektördeki ivmeyi yeniden sağlaması bekleniyor.
Uzun vadeli öz yeterlilik planı
Uzun vadede yeni politika, kapasite artışı için güçlü bir katalizör işlevi görüyor. Başlıca Hint şirketleri, üretimi artırmak için halihazırda muazzam yatırım projeleri üzerinde çalışıyor. Reliance Industries, 1,5 milyon ton/yıl kapasite ekleme yolunda ilerlerken, Adani Group da 1 milyon ton/yıl bir PVC tesisi planlıyor. Bu projelerin, Hindistan’ın ithalat bağımlılığını önemli ölçüde azaltması bekleniyor ve bazı analistler, toplam talebin 2027 yılına kadar %30’un altına düşeceğini öngörüyor.
Özetle, hükümetin PVC sektörüne yönelik koruyucu tedbirleri stratejik bir kumar niteliği taşıyor. Geçici piyasa dalgalanmalarına yol açabilse de, yeni kapasiteler arz açığını kapatmaya ve Hindistan’ın global PVC piyasasındaki konumunu güvence altına almaya hazırken, daha öz yeterli ve sağlam bir yurtiçi sanayi için zemin hazırlıyor.
Diğer ücretsiz plastik haberleri
Plastik hammadde (PP, LDPE, LLDPE ,HDPE, PVC, Kristal, Antişok, PET, ABS) fiyatları, Petkim fiyatları, polimer pazar trendleri ve fazlası...- Avrupa PP, PE piyasalarında Mart ayı ilave artışlara işaret ediyor
- Hindistan'ın PVC piyasası, Tayvan'dan Mart indirimleriyle yeni düşüklere geriledi; oyuncular dip sinyalleri arıyor
- İlk çeyrek duruşları Şubat’ta O. Doğu PP, PE piyasalarını destekledi; bu durum Mart’a da yansır mı?
- G. Doğu Asya’da süresiz PE duruşları: Talep çıkmazı piyasayı tehdit ediyor
- Türkiye’de homo PP, Şubat’ta kopolimerlerden daha iyi performans gösterdi
- Avrupa PVC piyasalarında marj iyileştirme öncelikleri, arz dengesizliklerine ağır basıyor
- Asya’da PVC talebi durgun; toparlanma umutları 1. çeyrek sonuna ertelendi
- Güney Kore’nin petrokimya sektörü darboğazda: 2024 mali sonuçları umut vermedi, hükümetin son hamlesi çözüm olacak mı?
- Çin'de PP ve PE, tatil sonrası tedarik artışı ve durgun talep ile karşı karşıya
- Türkiye'de PVC talebi yükselen maliyetlerin gerisinde, alıcı-satıcı çekişmesi yaşanıyor

