Skip to content




Pazarlar

Asya Pasifik

  • Afrika

  • Mısır
  • Afrika
  • (Cezayir, Tunus, Libya, Fas, Nijerya, Kenya, Tanzanya, Güney Afrika)
Fiyat Sihirbazı

Tedarik zinciri genelinde global fiyatların kilidini açın ve karmaşık verileri net içgörülere dönüştürün.

Fiyat Sihirbazı

Kendi grafiklerinizi oluşturun ve kaydedin.

Favori Grafiklerim

Popüler grafikleri kaydedin ve erişin.

Ürün Özet Görünümü

Ürüne göre fiyat değişikliklerini analiz edin.

Pazar Özet Görünümü

Pazara göre fiyat değişikliklerini analiz edin.

Netback Analizi

Fiyatları ve net gelirleri izleyin.

Fiyat Takipçisi

Dünya polimer fiyatlarını takip edin

İstatistik Sihirbazı

Global ithalat ve ihracat verilerini çözümleyerek ticaret hacimlerini ve rotalarını öğrenin.

İstatistik Sihirbazı

Kendi grafiklerinizi oluşturun ve kaydedin.

Özet Görünüm

Ticaret rotalarını bir bakışta kavrayın.

Partnerler

Partner verilerini derinlemesine inceleyin ve zaman içinde karşılaştırın.

Raportörler

Raportör verilerini derinlemesine inceleyin ve zaman içinde karşılaştırın.

Veri Serileri

Miktar, değer ve fiyatı karşılaştırın.

Tedarik Sihirbazı

Global polimer Tedariğini takip edin ve etkileşimli grafikler ve tablolar aracılığıyla görselleştirin.

Global Kapasiteler

Mevcut ve yeni tesisleri izleyin.

Üretim Haberleri

Tesis bazında tedarik değişikliklerini takip edin.

Özet Görünüm

Tedarik durumunu bir bakışta kavrayın.

Devre Dışı Kapasiteler

Kapasite kesintilerini öğrenin.

Yeni Tesisler

Eklenen yeni kapasiteleri öğrenin.

Kapanan Tesisler

Kalıcı tesis kapanışlarını öğrenin.

Tedarik Dengesi

Zaman içindeki arz dengesini analiz edin.

Filtreleme Seçenekleri
Metin :
Arama Kriteri :
Bölge/ülke :
Ürün Grubu/Ürün :
Haber Türü :
Favorilerim:

Tarife kaosu: Global petrokimya tedarik zinciri, hammaddeden nihai ürüne yeniden şekilleniyor

Merve Sezgün - msezgun@chemorbis.com
Esra Ersöz - eersoz@chemorbis.com
  • 10/04/2025 (11:46)
Global petrokimya sektörü bir dönüm noktasında. ABD’nin son zamanlarda uyguladığı yüksek gümrük vergilerinin hemen ardından, hem Çin hem de AB karşı önlemlerle misilleme yaparak gerilimi daha da tırmandırdı. Buna karşın, Güneydoğu Asya ülkeleri, özellikle Vietnam, Malezya, Tayland ve Endonezya, ABD ile ekonomik bağları derinleştirme isteğini dile getirdi. Hindistan da misilleme tarifelerinden kaçınarak ve hatta daha derin ticari bağlar kurmaya çalışarak işbirlikçi bir tutum sergiledi.

Çarşamba gününün ilerleyen saatlerinde ABD, misilleme yapmayan ülkelere yönelik gümrük vergilerini 90 gün süreyle askıya alma kararı aldı. Bu da, borsaları ve enerji fiyatlarını bir nebze olsun canlandırdı. Bununla birlikte, piyasa oyuncularının bu durumu sindirmesi ve belirsizliğin ortadan kalkması için zamana ihtiyacı var. Bu değişen denge, hammaddeden monomerlere, polimerlere ve nihai ürünlere kadar tüm değer zincirinde önemli sonuçlar doğurarak global petrokimya ticaretini yeniden şekillendirmeye hazırlanıyor. İşte her bir bölgenin karşılaşması beklenen olumlu ve olumsuz sonuçların kısa bir özeti:

Hammaddeler: ABD’de etan ve propan bolluğu bekleniyor

ABD, petrokimya üretiminde önemli bir hammadde olan etan ve propanın önde gelen ihracatçısı konumunda. Geleneksel olarak, Çin’e ve daha az ölçüde de Avrupa’ya önemli hacimlerde mal sevk ediliyordu. Analiz firması Kpler’e göre, 2024 yılında ABD, Çin’in ithal ettiği toplam 1,4 milyon varil/gün LPG’nin, ki bu yüksek oranda propan ve etan içeriyor, %62’sini oluşturdu. Özellikle etan, daha keskin bir tablo çiziyor. Çin, son yedi yıldır bu hammadde için neredeyse tamamen ABD’ye bağımlı ve ithalat 2018’de sıfırken 2024’te 265.000 varil/güne kadar yükseldi.

Çin, misilleme vergilerine etanı dahil ederse ve ABD etanına kapıyı kapatırsa, ABD kısa vadede arz fazlası ile karşılaşacak ve muhtemelen yurtiçi fiyatlar düşecek. Bu arz fazlası, yeni yatırım planlarını geciktirebilir veya üreticileri ABD’de üretimi azaltmaya zorlayabilir. Çin’den talep olmaması durumunda, ABD’li ihracatçıların alternatif piyasalara yönelmesi gerekecek, ancak hacimlerin artırılması ve lojistik faaliyetlerin geliştirilmesi zaman alacak.

Öte yandan, Çin 2024 yılında ABD’nin etan ihracatının %57’lik payını oluşturarak en büyük alıcısı olurken, ABD’nin 2,2 milyon varil/günlük toplam LPG ihracatının da %27’sini oluşturdu. Bu karşılıklı bağımlılık zayıflıklar yaratıyor, ancak Çin bu şoka daha iyi dayanabilir. Sinopec’in 2024 yıllık raporuna göre, Çin’in 53 milyon ton/yıllık etilen kapasitesinin %70’i nafta kullanırken, yalnızca %8’i etan veya LPG kullanıyor. Diğer bir deyişle, Pekin çeşit avantajına sahip.

Bu arada, Çin’in etan ve LPG’ye yönelik son vergi hamlesi halen bekleniyor. Çin’in rekabetçi hammaddelere ihtiyaç duyduğu için ABD etanını muaf tutabileceği yönünde de spekülasyonlar var. Bunun olmaması halinde Çin, Orta Doğu gibi alternatif tedarikçilere yönelmek zorunda kalabilir. Bu da, navlun ücretlerini artırarak bazı tesislerin rekabet gücünü azaltacaktır.

Yine de, artan kraker ve PDH (Propan Dehidrojenasyon) kapasitesi sayesinde Güneydoğu Asya ülkeleri fayda sağlayabilir. ABD yeni pazarlar ararken, Malezya, Vietnam ve Tayland gibi ülkeler büyüyen petrokimya endüstrilerini beslemek için düşük maliyetli propan ve etana yönelebilir. Vietnam, 2027’de faaliyete geçecek yeni etan terminali için ABD’den uzun vadeli etan tedarik anlaşmalarını zaten yapmıştı.

Monomerler: İhracat rotaları değişiyor

ABD’nin etilen, propilen ve özellikle monoetilen glikol (MEG) gibi türevlerinin ihracatı geleneksel olarak Çin ve AB’ye yönelik olmuştur. Bu rotaların kaybedilmesi, ABD’de önemli bir arz fazlasına ve marjların düşmesine yol açabilir. Etilen değer zincirine bağlı tesisler, ekonomik olmayan seviyelerde faaliyet gösterme riskiyle karşı karşıya kalabilir.

Çin, MEG gibi belirli ara ürünler için halen ithalata bağımlı olduğundan, Suudi Arabistan veya İran gibi alternatif tedarikçiler bulması gerekecek. Yurtiçi üretim artırılabilir, ancak yakın vadede arz istikrarsızlığı ve maliyet baskıları görülebilir.

Ancak Güneydoğu Asya ve Hindistan, alternatif alıcılar olarak öne çıkıyor. Hindistan petrokimya alanında büyüyor ve gelecekteki bir ikili ticaret anlaşması kapsamında, özellikle rekabetçi fiyatlı ABD monomerlerini tedarik zincirine entegre edebilir. Güçlü polyester ve tekstil altyapısına sahip olan Vietnam, daha düşük maliyetli MEG ithalatından yararlanarak ihracat rekabet gücünü artırabilir.

Polimerler: Çin ve AB gittiğinde, G.Doğu Asya, Hindistan ve Türkiye ABD’nin yeni büyüme cephesi haline gelebilir, ancak ne ölçüde?

ABD, 2024 yılında başta YYPE ve LAYPE olmak üzere önemli miktarlarda PE ihraç ederken, Çin %17, AB %15 ve Kanada %7’lik paya sahip oldu. Bu akışların kesintiye uğramasıyla, ABD’li üreticilerin Güneydoğu Asya, Hindistan, Türkiye ve diğer gelişen piyasalara ihracatı artırması muhtemel. Ancak, ABD PE ihracatının neredeyse yarısının risk altında olduğu göz önüne alındığında, bu piyasaların kaybı telafi edip edemeyeceğiyle birlikte global fiyat savaşlarını veya daha dar marjları tetikleyip tetiklemeyeceği şüpheli.

Çin, polimerde kendi kendine yeterliliğini sağlasa da halen ithalata ihtiyaç duyacak; ancak, hammadde zincirinde olduğu gibi daha fazla çeşitliliğe sahip. ABD arzının yokluğunda, ülke Orta Doğu veya Rusya’dan ithalatı artırabilir ve yurtiçi kapasite artışını hızlandırabilir. ChemOrbis Tedarik Sihirbazı’na göre, 2024’te ABD’den ithal edilen yaklaşık 2,5 milyon ton PE’ye kıyasla, Çin 2025 yılında halihazırda 1,8 milyon ton PE kapasitesi faaliyete geçirdi ve yılın geri kalanında 4 milyon tondan fazla kapasite daha gelecek.

Ayrıca, güncel piyasa bilgileri, Çin Ulusal Tarife Komisyonu’nun 5 Nisan’da ABD’den yapılan tüm YYPE ithalatına 1 Mayıs 2025 itibarıyla %20 vergi uygulayacağını açıkladığını gösteriyor. Bu durum, AYPE, LAYPE ve metalosen LAYPE dahil olmak üzere diğer PE ürünlerinin ilave vergilere tabi olmayabileceğine işaret ediyor. Bu nedenle, Çin’in ABD’den PE ithalatını ne ölçüde azaltacağı konusunda daha fazla açıklama bekleniyor.

Avrupa, nihai tarife listesi ilk listedeki gibi plastikleri içerdiği sürece, PE pazarında önemli bir ortak kaybedecek. Bazı muafiyetlerin sağlanıp sağlanmayacağı takip edilecek.

ChemOrbis İstatistik Sihirbazı, ABD’nin geçen yıl AB’nin toplam PE ihracatında %35’ten fazla bir pazar payına sahip olduğunu ve Avrupalı alıcılara rekabet avantajı sağladığını gösteriyor. ABD malı PE için Avrupa kapısı kapalı olursa, Suudi Arabistan ithal talepteki açığı kapatacak. Ayrıca, Avrupalı üreticiler rekabetçi bir kaynağın olmamasından faydalanacak ve bu da marjlarını iyileştirmelerine yardımcı olacak. Bununla birlikte, yurtiçi tedarikçilere daha fazla ödeme yapmak zamanla tüketici fiyatlarını artıracak ve talebi zayıflatacaktır. Ayrıca, artan hammadde maliyetleri nedeniyle Avrupa menşeli nihai ürünleri global ölçekte daha az rekabetçi hale getirecek.

Güneydoğu Asya ve Hindistan ise bu durumdan kazanç sağlayacak. Bölgedeki işleyiciler, ABD menşeli daha ucuz polimerlere erişim sayesinde maliyet rekabetlerini artırabilir. Ancak, yurtiçi üreticiler ucuz ithal malların baskısı altında kalabilir.

ChemOrbis İstatistik Sihirbazı’na göre, 2024 yılında ASEAN ve Hindistan sırasıyla ABD’nin toplam PE ihracatının %9 ve %2’sini oluşturdu. Çin ve AB’deki yaklaşık %35’lik daha büyük kayıplar ve muhtemelen diğer bölgelerdeki kayıplar göz önüne alındığında, ne Güneydoğu Asya ne de Hindistan, dünyanın en büyük iki ekonomisine bir zamanlar akan kapasiteyi tam olarak absorbe edemiyor.

Bir diğer önemli nokta ise bu vergilerin gerçek uygulaması olacak. Çin örneğinde olduğu gibi, Hindistan ve Endonezya da YYPE ve AYPE yerine ABD’den LAYPE ithalatına misilleme vergisi uyguladı. Ancak, bu bilgi haberin yayımlandığı esnada yaygın bir şekilde doğrulanmamıştı. Bu vergilerde ürün bazında muafiyet olup olmayacağı, sanayi dinamiklerini yeniden şekillendirmek açısından kritik önem taşıyor.

Yaklaşık 2,5 milyon tonluk bir piyasa büyüklüğüne sahip olan ve özellikle YYPE ile LAYPE için PE tedarikinde ithalata bağımlı olan Türkiye, ABD PE için önemli bir liman konumunda. Zira, şimdiye dek herhangi bir misilleme vergisi açıklanmadı. 2024 yılında, Türkiye ABD’nin toplam PE ihracatının %4’ünü oluşturdu. Sis dağıldığında, Türk işleyiciler rekabetçi ABD fiyatlarından yararlanacak ve ABD, Avrupa’ya odaklanacak olan Suudi Arabistan ve AB gibi başlıca rakiplerinin pazar payını alacağı için tedarikçi manzarasında bir değişim yaşanacaktır.

Türev ürünler: Global imalat haritaları yeniden şekilleniyor

Bulmacanın son parçası ise türev imalat. On yıllardır Çin, oyuncak ve tüketici elektroniğinden ambalaj ve tekstile kadar plastik bazlı nihai ürünlerin en büyük üreticisi ve ihracatçısı konumunda. ABD piyasasına erişimin zorlaşmasıyla, Çinli imalatçılar keskin bir talep şoku ile karşı karşıya kalıyor ve bu durum kapasite fazlası ve iş kayıpları riskini beraberinde getiriyor.

Avrupa, rekabetçi hammadde kaynaklarını ve önemli bir PE ithalat kaynağını kaybederken, yurtiçi piyasada da artan polimer ve nihai tüketici fiyatlarıyla karşı karşıya kalıyor. Bu da Avrupa’nın global piyasalarda rekabet etmek için dezavantajlı bir konuma gelmesine yol açıyor. Ayrıca, Çin’den gelen nihai ürünlerin akınıyla da karşı karşıya kalacak ve bu durum Avrupa’daki işleyicileri zor durumda bırakacak.

Öte yandan, Çin’den yapılan ithalatın azalması nedeniyle ABD’de çok sayıda nihai plastik ürün için kıtlık veya daha yüksek fiyatlar görülebilir. Bazı durumlarda yurtiçi üretim geri dönebilir, ancak kısa vadede açıklar ortaya çıkacak.

Bu durum, Güneydoğu Asya ve Hindistan için fırsatlar yaratabilir. Daha düşük işgücü maliyetleri ve büyüyen sanayi tesisleri ile Vietnam ve Tayland, üretimi Çin’den çıkarmak isteyen ABD’li firmalardan yatırımlarını çekebilir. Amerikan markaları montaj hatlarını ve fason üretimlerini bu yeni merkezlere kaydırmayı hızlandırabilir.

Hindistan, ölçeği ve kalifiye işgücü ile, ABD hammaddelerinden küresel yeniden ihracat için Hindistan yapımı nihai ürünlere kadar entegre tedarik zincirleri için uzun vadeli bir ortak olarak öne çıkıyor.

Avrupa ve Asya arasında stratejik bir konumda yer alan Türkiye, özellikle doğrudan ABD-Avrupa rotalarından kaçınan AB’ye yönelik mallar için bir türev merkez olarak artan bir rol oynayabilir.

Bu değişiklikler Çin’in piyasa büyüklüğünü yakında değiştirmeyecek olsa da, daha bölünmüş, daha bölgesel ve jeopolitik faktörlerden yoğun bir şekilde etkilenen yeni bir global ticaret modelinin başlangıcını işaret ediyor.
Ücretsiz Deneyin
Üye Girişi